';
538. Sayı / 1. Sayfa

Miladi Tarih: 4 Temmuz 1901

Rumi Tarih: 21 Haziran 1317

2. Sayfa
2 Yazı
Musahabe-i Tıbbiye

Verem Kabil-i Şifa mıdır?

Bunun hakkında hâl-i hazır tıbbın ibraz ettiği mesai-yi mebrurane

Bu hastalığa dair bugüne kadar ciltler dolusu şeyler yazıldı. Şair kalb-i beşeri sızlatacak levhalar, hüzün-agin manzaralar tasvir etti. Romancı için de bu hastalık bir zemin-i hazin teşkiline hadim oldu. Her taraftan bir enin, bir feryat duyan ehl-i tıp, her cihetten açılan nazra-i istimdadı gören hükema-yı fen vadi-i tetkikatta ilerlemeye başladı. Bütün masruf olan gayretler hebaya gidiyordu. Bu hâl cesareti selb edemedi. Tababet şikeste-bal olduğu, meyus ve esir-i hırman kaldığı bir zamanda Pastör [Louis Pasteur] imdada yetişti. Mikrobun ne demek olduğunu cemiyet-i beşeriyeye tanıttı. Bu keşf-i mühim tıbba şeref-bahş oldu. Bu asgariyet içindeki âlem, o hayat-ı garip bütün safahat-ı acibesiyle, bütün hüviyet-i uzviyesiyle gittikçe ayan olmaya başladı. Ve nihayet veremi husule getirmeye bais olan basil de Almanyalı “Koh” [Robert Koch] tarafından bulundu. Düşman bulununca, cins ve cibilliyeti, kuvvet ve mikneti taayyün edince ona karşı mukavemet veya hücum kumandanın ehliyetine muhavveldir. O zamana kadar münselibü’l-çare kalan, ümid-i çare göremeyen tıp bu şerare-i gayret-averle parladı, difteri tedavisindeki usule tevfikan bir tedaviye tevessül etti. Koh [Robert Koch] “Tüberkülin” namıyla bir muzaddü’s-sel bulduğunu iddia etti. İtalyalı bir doktor, Koh’un tüberkülinini bazı mertebe tadilata uğrattı. Buna kuvve-i teşfih kazandırdım dedi. Fakat vaesefa ki bir netice-i mükemmeleye destres olunamadığı diğer ecille-i fen, esatize-i mücerrebîn tarafından meydan-ı sübuta kondu. Yine şevkler, emeller söndü. Fakat fen tamik-i mütalaat ettikçe, muhit-i istiknahı çoğaldıkça antitoksini “muzaddü’s-sem” bulunamadıysa da esbab-ı sirayeti, şerait-i tekevvüniyesi ve husul bulduktan sonra nasıl bir rehnüma-yı afiyet-bahşa-yı sıhhi takip etmek icap edeceği anlaşıldı.

(…)