';
301. Sayı / 3. Sayfa

Miladi Tarih: 17 Aralık 1896

Rumi Tarih: 5 Kânunuevvel 1312

2. Sayfa
2 Yazı
4. Sayfa
2 Yazı
Suriye’de Bir Cevelan

[299. Numaradan beri mabad]

Bugün öğle taamını ettiğimiz Muallaka Kasabası pek hoşuma gitti. Kasaba beyaz renkli ebniyesiyle bir ufak tepe üzerinde kâin, pişgâhı bir çemenzar-ı zümrüdin, her tarafını bağlar ihata etmiş.

(…)

Vakit-i zuhru yirmi beş geçerek Muallaka’dan hareket ettik. Vagonda Tevfik Efendi ile ben bir köşedeydik.  “Bağdatlı matmazel D*** ile yine Musevi mekteplerinden birinde muallim olan zat, diğer köşedeydiler. Çocukluğumun bir kısm-ı mühimmini geçirmiş olduğum Şam’a takarrüp ettikçe ben nasıl birtakım hissiyat-ı garibenin zebunu oluyorsam, karşımızdaki ziyade şehla gözlü matmazelin de garip bir tesir tahtında olduğunu çehresinden anlıyordum. Evvelce yazdım ya, bu Matmazel Bağdatlı. Oradan küçük iken alıp Paris’e götürmüşler, okutmuşlar. Şimdi muallime olarak Şam’a gönderiyorlar. Bana muttasıl Paris’in letafetinden dem vuruyordu, ben de kavuk sallıyordum.

(…)

 

Şam, 11 Teşrinievvel Cuma [23 Ekim 1896]

Dün evde istirahat etmiş, evin gayet vasi avlusunda şakır şakır suyu akan havuzun karşısında gayet atılane vakit geçirmiştim. Ziyadesiyle vasi bir meydan tasavvur ediniz. Bunun dört tarafını kapayınız. Bir ciheti üç katlı olan hanenin arka yüzüyle, bunun karşısı bahçe duvarıyla, sağı ve solu ise bir katlı pencereleri avluya nazır odalarla muhat. İşte Şam’ın tarz-ı mimarisi hep böyledir.

(…)

-Mabadı gelecek nüshada-