';
520. Sayı / 6. Sayfa

Miladi Tarih: 28 Şubat 1901

Rumi Tarih: 15 Şubat 1316

5. Sayfa
1 Yazı
7. Sayfa
1 Yazı
Asar-ı Münteşire

Bağlar Arasında

Alem Matbaası, 1 Cilt – Muharriri: Hüseyin Kâzım

Muhterem muharririnin dediği gibi, tarz-ı tesmiyesiyle vehleten bir eser-i edebîyi, bir eser-i şairaneyi ihtar eden bu kitapta pek sade, pek kuru şeylerden değil fakat pek hakiki, pek nafi şeylerden… topraktan asmadan, bağdan, bağcılıktan bahsediliyor.

Bilhassa bizim için, bu mukaddes vatanın hak-i muazzezi üstünde yaşayanlar için topraktan bahseden bir eser, hayattan bahsetmiş demektir. Çünkü bize göre toprak meselesi hayat meselesidir.

Tabiat her kavme bir istidad-ı mahsus bahş eylemiştir. Bu ne kadar muhakkak ise terbiye ve tecrübe ile bu istidadın tenemmi ve inkişaf edeceği ve yeniden bir istidad-ı mahsus ihraz edilebileceği de o kadar muhakkaktır. Bir de her kavim sakin olduğu arazinin vüsatına ve tabayi-i mahsusasına; ikliminin tabiat ve mahiyetine göre şuabat-ı faaliyetin yalnız birinde ihraz-ı mükemmeliyet eder, diğerleri kendisi için derece-i taliyede kalır. Bundan dolayıdır ki bir memleket çiftçi, bir memleket madenci, bir memleket fabrikacı olur. Hepsi bu taksim sayesinde, hadd-i azami-i istifadesini husule getirir. 

Bugünkü kavaid-i selime-i iktisadiye bize ispat ediyor ki bir memleket yalnız tek bir sanatla bile idame-i hayat eder, refahiyet ve tefeyyüze mazhar olur. Kesb-i servet için, akvam-ı mütemeddine içinde bir mevki-i mümtaz ihraz eylemek için tenvi-i sanayie lüzum yoktur. En zengin memleketler, en zengin kavimler en mütenevvi sanayii icra edenler olmayıp yalnız maharici kesir bir sanatı diğerlerinden daha muvafık ve müsait şeraitle icra edebilenlerdir.

Bu tafsilat, söylemek istediğim sözleri kendiliğinden izhar ediyor: Memleketimiz ziraat memleketidir, eski muktesitlerin zehapları gibi, biz bugün varidat-ı safiyeyi ziraattan yani topraktan bekleyebiliriz. Bunun içindir ki toprak meselesi bize göre hayat meselesidir. Hayata karşı ne kadar lakayt kalabilirsek, topraktan bahseden bir esere karşı da o derece lakayt kalabiliriz. 

“Bağlar Arasında” isminin dahi gösterdiği üzere alelumum ziraattan değil, ziraatın bir şubesinden, memleketimizin bazı yerlerinin en birinci mahsulünü teşkil eden bağcılıktan bahsediyor. Eserin hülasa-i muhteviyatını aşağıya nakledeceğim. Fakat burada müessiri hakkında bir iki söz söylemek isterim.

(…)

-11 Şubat 1316-