';
351. Sayı / 7. Sayfa

Miladi Tarih: 2 Aralık 1897

Rumi Tarih: 20 Teşrinisani 1313

6. Sayfa
1 Yazı
8. Sayfa
2 Yazı
İdealizm

Edebiyatımızın bir derece kadar muktebesat sayesinde terakkisi temin olunabileceği fikrini mürevviç olanlar mesalik-i edebiyenin tafsil ve teşrihini muktezi görmüşler ve vaktiyle idealizm (fikriyun mesleği) ve  realizm (hakikiyun mesleği) vesair mesleklere dair hayli malumat ve tafsilat vermişti. Emil Zola ile kendisine peyrev olanların realizm mesleğini meydana çıkarıp sair mesalik-i edebiyeye rüçhanını iddia ettikleri zaman filhakika sair meslekler bir dereceye kadar hüküm ve itibardan sukut etmişti. Evet idealizm bir müddet hakikat ve tabiat taraftaranının neşriyatıyla itibardan sakıt olmuştur. Fakat bir müddet muhtecibane, sakinane kaldıktan sonra yeniden intibah bulmaya başlamıştır. Fransa üdeba-yı hazırasının neşriyatı, daire-i edebiyatta en ziyade haiz-i salahiyet olan münekkidinin makalatı idealizmin böyle bir derece-i intibaha girdiğini gösteriyor. Münekkidin-i meşhuren Mösyö Emil Fage’nin [Emile Faguet] bu hususa dair neşrettiği bir makalesinden bazı tadilat ile mühim fıkralarını atiye naklediyoruz. Bunların mütalaasıyla da anlaşılacak ki umum-ı beşeriyet yalnız hakikat ve tabiattan müstefit ve mütelezziz olmak istidadında değildir.

(…)

İdealizm de böyledir. Tarifi pek müşkül. İşte bunun için şayan-ı medh ve senadır. Şayan-ı muhabbettir. Bazı kimseler alenen buna izhar-ı muhabbet etmiyorlar ve daha akilane hareket etmek istiyorlar. Fakat batınen idealizme bir meyil ve muhabbet hissediyorlar. O adamlar gibi ki yapmak istediklerini enzar-ı halktan -tayip olunmak vahimesiyle- setr ve ihfa ve emellerini hafiyen icra ederler. Lakin iffet ve fazilette setr ve ihfayı muayyeb görenler daha ziyade cesurane hareket edip efkâr ve mülahazatını alenen izhardan çekinmiyorlar, bir insan için mutlak surette fikir ve hayalin lüzumunu serd ve ityan ediyorlar.

(…)