';
277. Sayı / 5. Sayfa

Miladi Tarih: 2 Temmuz 1896

Rumi Tarih: 20 Haziran 1312

4. Sayfa
3 Yazı
6. Sayfa
2 Yazı
Musahabe-i Fenniye

Bahri ve berrî vapurlar – Telgraf ve telefon hututunun münasebet-i baidesi – Karada yüzmek – Mösyö Dervenk aleti – Asetilen ile ispirto ihzarı

Evet, Danimarka müştemilatından Seyland [Seylan] Adası’nda öyle vapurlar var ki bunlara bahrî ve berrî namını verebiliriz, daha doğrusu o vapurların birer çift ayağı var, istediği gibi sudan çıkar, karada yürümeye başlar, zahir Seylandlılar adalarında çokça görülen fok balıklarından imrenmişler de böyle bahri ve berrî vapurlar yapmışlar. Yahut cezirede mevcut birçok cesim göllerde seyr-i sefaini temin için birtakım küçük vapurlar yapmışlar ki suda vazifesini bitirdikten sonra altındaki tekerlekler sayesinde demir yollar üzerine çıkıyor, bir başka göle kadar yürüyüp gidiyor. Müteaccip olmayınız, rayların üzerine binen bu istimbotlar uskur yerine altındaki tekerlekleri tedvire başlıyor, karada bir lokomotif olup kalıyor.

Bu nev vapurların en şayan-ı hayreti mösyö Manyel ismindeki İsveç mühendisinin inşa eylediği “Sedanni” nam vapurdur. Vapur güzel bir uskur, latif surette gölde kat-ı mesafe eyliyor. Canı istedi mi sahile baştan kara teveccüh ediyor, kemal-i süratle yolunda devam ederek karaya oturacak yerde orada suyun dibinden beri gelip harice çıkan demir yolunun dişlerine altındaki tekerlekleri takıyor, bir silkiniyor, hiç hareketinde tevkif etmeksizin başını alıp karada dahi yüzüyor.

(…)

Ömrü vefa edenler bu gidişle elektriğin daha nelerini görecek. Şu nazenin, bugün her türlü hidemat-ı medeniye ve beytiyede istimal olunuyor. O halde biraz zaman sonra Avrupa şehirlerinin semasını örümcek ağı gibi teller kapayacak demektir. Öyle ya kimi telgrafa, kimi telefona, kimi ziya-yı elektrikîyi, kimi neva-i elektrikîyi nakle hizmet edecek. Lakin iyi ama bunların adam gibi istifi de bugün büyük bir müşkülat tevlit ediyor. Tellerden geçen cereyanın derece-i kuvvetine göre birbirine tesiri de var. Mesela gayet şiddetli cereyana hizmet eden bir telin yanındaki telefon hattı hiç işlemez. Şu mahzura evvela müsadif olanlar Amerikalılardır. Zira biz Avrupa şehirlerinin üzerleri telgraf telleriyle örümcek ağına dönecek derken Amerika bilad-ı hayret-efzası çoktan usturanın altına girmiştir.

 

İstanbul Manzaraları: Beykoz
Şark Halıları

Medeniyetin son derece müterakki olduğu ve sanat ve marifetin mertebe-i kusvaya vardığı bir yerde en mükellef ve en müzeyyen bir salon tasavvur olunsun. Avrupa veya Amerika’nın servet ve yesarıyla meşhur olan zevattan birinin ikametgâhı tahayyül edilsin. Sanat-ı beşer devr-i hazırda ne gibi asar-ı nefise ve eşya-yı nadire vücuda getirebilmiş ise burada müçtemi görülür. (…) O ziyneti ikmal edecek, o salonun mükellefiyetini temin eyleyecek şey şark halılarıdır. Avrupa ve Amerika her nev eşya-yı nefise ve mahsulat-ı sanaiyede bizimle rekabet edebiliyor, fakat bazı Anadolu vilayat-ı şahanesinin başlıca sanatı olan halı nesc ve imali hususunda meydan-ı müsabakaya girmekte şeref ve imtiyaz uhdemizde takarrür eder. İzmir’den her sene Avrupa ve Amerika’ya ihraç olunan kaliçelerin miktar ve kıymeti bu emtia-i dâhiliyemizin ne derece mazhar-ı itibar olduğunu göstermekte.[*]

[*] İngiltere ve Amerika’ya gönderilen halılar İzmir’den ihraç olunur, üç sene zarfındaki ihracat bervech-i âtidir:

1893…………2350

1894 ………… 2263

1895……… 2924

Her balya 220 kilo gelip 1895 senesinde ihracatın miktarı sıklet itibariyle dokuz yüz kırk üç bin iki yüz seksen grama baliğ oluyor ve kıymeti yüz doksan bin İngiliz lirası tahmin ediliyor. (…)