Mevsim karnavala girdiği için Cumartesi günü Beyoğlu’nda baloları küşat eylediler, bunların her cihette birinciliğini Onyon Fransez’de [Union Francaise] Etfal Hastanesi menfaatine verilen balo ihraz etti, Tepebaşı Tiyatrosu’nda ise Cemiyet-i Museviye balosu ita olunuyor, Doğruyol’daki Odeon Tiyatrosu da her gece devam edecek müsamerelerine bu sene beş kuruştan ibaret bir fiyat ile başlıyordu. Birbirine nispeten ehemmiyet, zerafet, fiyat nokta-i nazarlarından muhtelif ve mütebayin tabakalar teşkil eden bu üç baloda o gece bulundum.

Muharrir-i fennimiz Mahmut Sadık Bey ile baloları yukarıdan aşağı süzmek görmek için bu bapta verdiğimiz kararı az kalsın o akşamki yağmurlu rüzgâr bozuyordu. Lakin ne fena havaydı ya! Devamlı müessir yağmuru, çamurlu sokakları, rutubetli havasıyla tam İstanbul kışıydı. Yağmurdan şemsiyemizle, çamurdan kıvrılmış paçalarımız, uzun yüzlü lastiklerimiz ile kendimizi nim-vikaye ederek Splendid Kafe’den içeri girdiğimiz zaman bir oh çektik. Tatlı ve kurak hararet âdeta çehrelerimizi okşuyordu. İntihap eylediğimiz köşede ısmarlanan yemeklere intizar ederken yakınımıza gelip oturan bir zat bizi epey oyaladı. (…)