';
260. Sayı / 2. Sayfa

Miladi Tarih: 5 Mart 1896

Rumi Tarih: 22 Şubat 1311

1. Sayfa
1 Yazı
3. Sayfa
3 Yazı
İhtar-ı Mahsus

İşbu 260 numaralı nüshamızla Servet-i Fünun’un beşinci sene ve onuncu cildi ikmal olunuyor. Abonelerimiz meyanında müddet-i iştirakleri bu nüsha ile hitam bulanlardan, nüshaları kabulde inkıtaya düçar olmamak üzere hemen tecdit-i iştirak ile idarehanemize işar-ı keyfiyet ve bedel-i malumunun poliçe veya posta emaneti tarzında irsal buyrulmasını bilhassa rica ederiz.
260 numarada hitama erecek abonelerimiz,  bu hafta alacakları nüshalar üzerinde müddetin hitamını irae eder bir ihtar-ı matbua dahi müsadif olacaklardır.

İstanbul Postası

Ahval-i havaiye, her gün, bazen günde birkaç defa değişmeye başladı. Taaccübe mahal var mı ya? Mart havası bu! Lakin Mart daha gelmedi diyeceksiniz. Mevasim, icra-yı ahkâm için takvim-i bedest olarak tadat-ı eyyam etmez ya! Birkaç gün evvel imiş, sonra imiş ne zararı var!
Ramazan’ın bidayetindeki o keskin soğuklara nispeten şimdiki mütehavvil havanın zararı var diyemeyiz. Tahavvülat arasında en müsadeli gün dahi Cuma ile Cumartesi olmuştu, Cumartesinin on beş Ramazan’a yani ziyaret-i hırka-i saadet-i ala-yi vâlâsına tesadüfü şehrimizde revnak-ı havayı beş on kat arttırmıştı. O gün sokağa çıkmamış araba yoktu desek asla mübalağa değildir! Zaten saat dokuzdan sonra Beyazıt meydanından geçmeye çalışmak şu ciheti her ehl-i cevelana teslim ettiriyordu. Cevelan-perestan araba-güzin! Bulundukları noktada asude-nişin. Ne ileri gitmek mümkün, ne geri dönmek!

Gecesi ise Şehzadebaşı Caddesi hakikaten pür-şetaret, pür-neşve idi. Gündüz oraları bir baştan bir başa dolduran, oldukları yerde sıkışıp kalan araba izdihamına mukabil iğne atsak yere düşmeyecek derecede yayan kalabalığı vardı. Caddenin iki tarafına dizilmiş tiyatrolarda duracak oturacak yer yoktu. Bürudetin hüküm-ferma olduğu vakitlerdeki tenhalık şikâyetine o gece kalabalık şikâyetini ikame etmişlerdi.

Abdürrezzak’ın Handehanesinde ismini tahattur edemediğim bir oyun veriliyordu. Temaşageran o kadar ziyadeydi ki içeri bir seyirci daha ikame eylemek kabil değildi. İlk perdede oynadıkları soğuk komediden sonra Virjini Hanım’ın raksları, şarkıları huzzara bahş-i hararet eyledi. Bereket versin rakkasenin kıyafeti karnaval maskaralarını andıracak surette renk renk saçak bucaktı da Hüzzam’dan Yegah’dan ince sazla okuduğu tatlı nağmeli şarkıların tesirat-ı muharrikesini esvabın manzara-i bürudet-i iştimali tahfif eyliyordu. (…)