';
289. Sayı / 11. Sayfa

Miladi Tarih: 24 Eylül 1896

Rumi Tarih: 12 Eylül 1312

10. Sayfa
2 Yazı
12. Sayfa
2 Yazı
Kadın Nasıl Olmalıdır?

Ahiren Paris’te bir “Kadınlar Kongresi” teşkil ettiğini her gazete okuyan bilir. Garabeti cihetiyle bir ehemmiyet-i mahsusa kesb eden bu kongreden her gazete bahsetti.

Geçen Nisan ayında, Paris bulvarlarındaki ağaçlar yeşil yapraklarıyla tahta kaldırımları gölgelediği sırada meşhur Sen-Jermen [Saint-Germain] caddesine Feliks Alkan [Felix Alcan] ve Haşet [Hachette] kitaphanelerine mücavir olan Serpant [Serpente] sokağında, Otel  dö Sosyete Savant [Hôtel des Sociétés Savantes] denilen eski, hazinü’l-manzar büyük binada içtima eden kongre azası kimlerdi? Dört meçhullü muadeleler hal eden… Dekart [Descartes] ile Malberanş’ın [Nicholas Malebranche], Bühner ile Malşkot’un  Konidyak [Condillac] ile İspinoza’nın [Spinoza] efkar-ı felsefiyesi arasında münakaşalar yürüten, Nevton’un [Newton] cazibe-i umumiye kanunlarını, bu bûd kanunlarını, Berzeliyus [Berzelius] kanunlarını intikada uzanan Sollin’in ekonomi ruvayalından başlayarak Adam Simit’in [Adam Smith] “Servet-i Milelin Esbab ve Tabiatı Hakkında Taharriyat” unvanlı eser-i meşhurunu Leonse [Lèonce] ve Lerova-Bulyo’nun [Leroy-Beaulieu] bütün asarını hatalı, nakıs, şayan-ı muaheze bulan, okuya okuya gözlük takmaya mecbur kalan madamlar, matmazeller!

Bütün bu sakalsız bıyıksız mütebahhiratın, bu uzun saçlı, uzun çoraplı, korseli, fistanlı, hükemanın ruhunda çırpınan bir istifham-ı inkari cümlesi vardı: Avamil-i akliye itibarıyla erkekler kadınların fevkinde midir? Bu hepsinin fikrinde galeyan etmekte fakat hiçbirisinin dudakları arasına kadar gelememekteydi. İnkar etmek istedikleri şey bir hakikat-i fizyolojiye olduğu için bu fikirlerini gizliyorlar ve hatta şu noktada erkeklerle müttefik gibi görünüyorlardı. Bundan hiç bahsetmediler. Mamafih kadınların yevm-i izdivaçta kocalarına vaad-i inkiyad etmesi usulünün ilgasını talep ediyorlar ve bu usulü intikat sırasında: “Mesela doktor diplomasını haiz olan bir kadın kendisinden az malumatlı olan bir kocaya itaat etsin!.. bu şayan-ı tecviz midir?” diyorlardı.

(…)