';
523. Sayı / 3. Sayfa

Miladi Tarih: 21 Mart 1901

Rumi Tarih: 8 Mart 1317

2. Sayfa
3 Yazı
4. Sayfa
2 Yazı
Musahabe-i Edebiye: 73

Ulum ve Fünunun Şiire Tesiri [*]

[*] Fransızcadan

Geçenki musahabede ulum ve fünunun edebiyata tesirinden bahsedilmişti. Şiir, edebiyatın bir cüzü olmasına nazaran ihtimal ki şu musahabe lüzumsuz görünür. Hâlbuki şiir ile ilim ve fen birbirlerine son derecede zıt addedildiği, ilim ve fennin terakkisi şiirin zevaline sebep olacağı iddia olunduğu için ulum ve fünunun bilhassa şiir üzerinde görülen tesiratından biraz daha etraflı bir surette bahsetmek icap ediyor.

Fihakika, yek nazarda ulum ve fünunun şiir üzerinde bir tesir-i muharrip icra edeceği zannolunur. İlim ve fennin bu tesir-i meşumundan şikâyet edenlerin sözlerine bakılacak olursa ilim ve fen, cihanın puşide-i esrar-aludunu mütecessis bir el ile kaldırarak serab-ı hayali muhal bir mertebeye getirecek surette aleme mebzul bir ziya neşreder, tahayyülata pek müsait olan o nim-zulmet hâlini izale eyler; menakıb ve hurafat, ilk şua-ı şems ile uçuşan periler gibi ortadan zail olurmuş. İnsanların Zühre tesmiye ettikleri yıldızdan gelen lema-i laciverdî karşısında Alfred dö Musse [Alfred de Musset]:

Ey kevkeb-i aşk, inme semadan bu zemine!

Diye haykırır. Beyhude feryat! Çünkü Zühre seyyaresinin aşk ile hiçbir münasebeti yoktur. Zühre de üzerinde sakin olduğumuz şu çamur yığını gibi malum kavanine tebaan şemsin etrafında devr eder. Tarik-i mutadını takip etmesi için kendisine rica etmeye hiç hacet yoktur.

(…)