';
400. Sayı / 2. Sayfa

Miladi Tarih: 10 Kasım 1898

Rumi Tarih: 29 Teşrinievvel 1314

1. Sayfa
1 Yazı
3. Sayfa
3 Yazı
Musahabe-i Fenniye

İpekli ve yünlü kumaşlar – Mensucat-ı harirîyenin hileleri – Pastör’ün [Louis Pasteur] ipekçiliğe hizmeti – Karışık kumaşlar – Pamuk mu tahta mı? – İpekten kumaş, ipekten eser yok. – Sanat bu! Odunu ipeğe tahvil eder – Veba-i bakarî – Doktor Nikol’ün serumu, hassa-i vakaiyesi, ehemmiyeti – Tecrübede muvaffakiyet.

Telebbüs için olsun, tefrişât için olsun kadınların tabına bir kumaş intihabı terk olunursa bunun mutlak ipekli olmasını isterler. İpekli akmişe birçok cihetlerle yün mensucatının madununda ise de ne çare ki itibarı ziyadedir. Harareti nakilde yani vücudu tesirat-ı hariciyeden muhafazada yünlü kumaşların yerini hiçbir şey tutamaz. Fakat ipek kumaşlar da rengîn manzarası, şaşaası cihetiyle nazar-ı itibardan düşmüyor.

(…)

İpekli kumaşların yünlüler gibi yıkanıp temizlenmemesi, vücudu muhafazaya yaramamasıyla beraber yine bu uğurda pek çok emek sarf edilmekte, pek çok paralar verilmektedir. Her nasılsa ipekli kumaşlar bir kibarlık eseri addedilmiş, düğünlerde, derneklerde yünlü kumaş giymek adeta ayıp görülmekte bulunmuştur. Bu hal bize mahsus değildir. Medeni alemin her tarafında böyledir…. Mini mini böceklerin mahsulü olan ipeği almak için hayli zahmet çekilmektedir. Cesim dut tarlaları yetiştirmekten tutarak böcekçiliğin bin türlü mezahimini sayıp dökmeye lüzum yok.

(…)

Evet pamuk dediğimiz mebzul mahsul-i nebatiyi yünlü kumaşlara karıştırarak bunları ucuz fiyatla satmaya erbab-ı sanat ve ticaret muktedir oldukları gibi saf ipekli diye ticaretgâha çıkarılan kumaşların kısm-ı âzamı da pamuk karışık olup bu suretle akmişe-i harirîyenin tenzil fiyatına muvaffakiyet elvermektedir.

(…)

Avrupa’da böyle suni ipek yapar bir iki fabrika meydana gelmiş ve bunların mahsulatından ucuzca ipek kumaşlar nesiç edilmeye başlanmıştır. Şu hâlde artık ipek diye giydiğimiz parlak ve rengarenk kumaşlarda bir tel ipek bulunmadığını tahattur edebiliriz.

(…)