';
401. Sayı / 2. Sayfa

Miladi Tarih: 17 Kasım 1898

Rumi Tarih: 5 Teşrinisani 1314

1. Sayfa
1 Yazı
3. Sayfa
3 Yazı
Musahabe-i Fenniye

Pastör’ün [Louis Pasteur] açtığı çığır – Mikroplar – Mikroplarla oyun olmaz – Maslü’d-dem ile tedavi usulü ve mikroplarla ülfet ve ünsiyet – Vebanın mikrobu – Viyana’da darülameliyattan suret-i firarî – Fareler ve pireler – Avrupa’da havf ve haşyet – Tehlike bertaraf oldu – Atide takayyüdat.

Asr-ı hazırın en büyük erbab-ı ilminden biri “Pastör” olduğunda hiçbir millet-i mütemeddinenin şüphesi yoktur. Pastör bir takım emrazın asıl ve menşei birtakım tufeylat olduğunu meydana çıkarmış, bu tufeylatın saha-i tabiatta pek büyük hizmetler gördüğünü âdeta nizam-ı âleme kadir-i mutlakın vasıta kıldığı bin türlü mahlukat arasında bunların da bir mevki-i mühimi bulunduğunu ispat ve izah eylemiştir.

(…)

Mikropların yalnız birtakım emraz-ı mühlike ve müstevliyeye sebebiyet verdiği, kolera veba ve verem gibi muharrib-i beşeriyet illetlerin hep bu tufeylat yüzünden ileri geldiği anlaşılmış değildir, belki bunlar sayesinde ihtimaratın ve birtakım efal-i hayatiyenin de zuhura geldiği sabit olmuş, fiil-i mühim-i hayatide bunların besiri olmak, ecsadın tefessühatı yine bunların bir fiili bulunmak hasebiyle mikroplar adeta en mühim vesail-i hayatiyeden görülmekte bulunmuştur.

Pastör’ün açtığı çığır gittikçe tevsi etti… Beşeriyeti zebun ve makhur eden emrazın esbab-ı husulü tetkik olunduğu sırada her marazın bir cins mikroptan ileri geldiği anlaşıldı. Bu mikroplar derdest edildi. Üretildi. Hayvanata zerk olunarak tecrübeler yapıldı. Sağ ve salim hayvanların bir nevi mikropla aşılanması üzerine bu mikrobun tevlit eylediği marazla musap oldukları görüldü. Velhasıl veremin, koleranın, vebanın ve sair emraz-ı sariye ve müstevliyenin hususi mikropları olduğu ve bunlar vasıtasıyla hayvanatın suret-i sanaiyede mariz edilmesi mümkün bulunduğu bittecrübe sabit olunca emraz-ı mezkûrenin tufeylat-ı mahsusa yüzünden ileri geldiğine hiç kimsenin şüphesi kalmadı.

(…)

Resimlerimiz

Muvaffakiyat-ı Tıbbiye

Asrımızda tababetin, hususiyle cerrahlığın mazhar olduğu terakkiyat akıllara hayret verecek derecededir. Vücud-ı beşer artık bugün emraz ve eskamın bazıçe-i hüküm ve şiddeti değil, bilakis birçok illetler, arızalar beşeriyetin zebun-ı marifeti, mahkum-ı muvaffakiyetidir. Cihan-ı medeniyetin hemen her tarafında tababet binlerce hayatı pençe-i mevt-i nabehengâmdan istihlas ediyor.

(…)