';
488. Sayı / 15. Sayfa

Miladi Tarih: 19 Temmuz 1900

Rumi Tarih: 6 Temmuz 1316

14. Sayfa
2 Yazı
Mütennevvia

“Amerika Şimendiferleri”

Niyork [New York] ile Sanfrançisko [San Francisco] arasında posta katarı hizmetini ifa eden tren akşam alafranga saat dokuzu çeyrek geçe Niyork’tan [New York] azimetle ertesi gün akşam sekiz buçukta Şikago’ya [Chicago] muvasalat etmekteymiş. Bu iki şehrin beynindeki mesafe bin beş yüz yetmiş beş kilometredir. Şikago’dan [Chicago] sonra trenin sürati bir parça azalmakla beraber yine Sanfrançisko’ya [San Francisco] kadar beş bin dört yüz seksen üç kilometrelik mesafeyi doksan sekiz saatte kat ediyormuş ki bu hesapça sürat-i umumiye  – müteaddit tevakkuf zamanları da dâhil olduğu halde – saatte elli beş kilometreden fazladır. Esna-yı seferde on sekiz defa lokomotif ve yedi kere posta heyeti tebdil ediliyormuş.

Bu katarların hin-i tesisinde ilk tren Erye [Erie] gölü ile Klivland [Cleveland] arasını, yani yüz doksan dört kilometre mesafeyi yalnız doksan üç dakikada kat etmişti ki saatte yüz yirmi beş kilometrelik bir sürat demektir.

“Telgrafon”

Bildiğimiz telefonlarla yalnız sedalar naklediliyor; bunların bütün marifeti bundan ibaret. Yirminci asır bir alet için marifetin bu kadarcığını kâfi görmüyor. İstiyor ki sada yalnız nakledilmekle kalmasın. Nakledildikten sonra zapt ve kaydına da imkân olsun. 1889’da Mösyö Hamer isminde bir zat meseleyi halleder gibi olmuştu. Mösyö Hamer’in bu bapta tasavvur ettiği tedbir pek sadeydi: Fonografla telefonu yekdiğerine rapt ve mezcetmek. O zamandan beri telefonun yerine bir nevi telgraf ikame edilerek sesin daha uzaklardan nakil ve isali çaresine bakanlar olmuştu.

(…)

“İpekçi Örümcekler”

Örümceklerin, hususuyla şu yaz günlerinde, köşelere bucaklara kurdukları ağlar titiz ev kadınlarını şikâyete sevk eder. Daha sabahleyin parçaladıkları, bozdukları bu ağları akşama tekrar yapılmış görünce sabırları ellerinden giderek bağırırlar: “İlahi hayvan… Ne diyeyim sana? Yetişme!

Hâlbuki örümceklerin Madagaskar’da yaşayan bir kısmı nefis ve rakik bir nevi ipek husule getiriyor. Bu ipek telleri gayet ince ve hafiftir. Rengi altın gibi sarı ve parlaktır. Henüz pek yeni keşif olunduğu ve çok üretilemediği için hasılat top top kumaşlar yapılacak dereceye gelmemiştir. Şimdi mevcut olan miktarıyla dokunan kumaşların zarafet ve rikkatine doyulmuyormuş. O kadar hafif o kadar nazik, o kadar mail-i ihtizaz ve pervaz imiş ki Binbir Gece Masalları’nda tasvir olunan peri kızlarının nefahat-i baharı andıran gömleklerine benziyormuş.

İlan-ı Mahsus

Servet-i Fünûn’un Sanayi-i Nefise Panoraması

Servet-i Fünûn’a ilk an-ı intişarından beri derç olunan büyük tablolardan intihap edilerek vücuda getirilen bu külliyat-ı nefayis muharrir-i edibimiz Tevfik Fikret Bey tarafından mahsusen nazm edilen neşaid-i latife ile müzeyyen olarak tab ve neşredilmiştir.

Resimler esasen pek mükemmel ve müntehib elvah-ı bediadan olduğu halde Fikret Bey’in şiirleriyle bir kat daha kesb-i revnak ettiğinden heyet-i mecmuasında meşhud olan letafet panoramamıza büyük bir kıymet temin etmektedir. Bununla beraber iki kuruş raddesinde cüzi bir bedel ile idarehanemizde tevzi ediyoruz. Panoramamızı bilcümle nefayis-perestana tavsiye eyleriz. Taşraya yüz paradır.