';
268. Sayı / 3. Sayfa

Miladi Tarih: 30 Nisan 1896

Rumi Tarih: 18 Nisan 1312

2. Sayfa
1 Yazı
4. Sayfa
2 Yazı
Parlamentolar

“İllüstrasyon İspanyol e Amerikan” [La Ilustración Española y Americana] sernamesiyle İspanyolca olarak neşrolunan gazetenin 8 Mart sene 1896 tarihli nüshasında bir tuhaf resim görüldü. Amerika cemahir-i müttehidesinden Luizyana’nın [Louisiana] parlamentosundaki hâli tasvir yolunda yapılmış bir resim!

Resim hakikaten pek tuhaf bir hâli tasvir ve irae eyliyor. Ancak fikir ve nazarı envar-ı hikmetle tenevvür etmiş olan ciddi akiller bu misilli şeyleri yalnız tuhaflıklarından mütezevvik ve mütelezziz olmak için temaşa ve mütalaa etmezler. Belki onların tuhaflıklarıyla fikir ve nazarları meclup olduktan sonra onun zımnından istihsal olunabilecek olan netice-i hikmeti istihraç için düşünürler.

Binaenaleyh evvela şu tuhaf resmi karilerimize tarif ederek müteakiben onun temaşa ve tetkik ve mütalaasından ne gibi netayic-i hakikate vasıl olabileceğimizi dahi dermeyan etmeye lüzum gördük.

(…)

Şimdi şu fikr-i sahihi aldıktan sonra önümüzdeki resmi temaşa edelim:

Ortaya büyücek iki fıçı ve onun üzerine bir metre arz ve üç metre tulunda bir tahta koyarak bir sofra teşkil ediniz. Onun üzerinde de birkaç tabak söğüş soğuk tavuk filan gibi mezeler ve şarap şişeleri ve kadehleri bulunacak. Sofranın önünde yere daha ufarak bir şarap fıçısı konulmuş ki boşalan şişeler mütemadiyen o fıçıdan doldurulacak. Öyle ya! Depute [Deputy] efendiler buraya teneffüse ve mahaza derdest-i müzakere bulunan mesele-i mühimmeyi şöyle laubaliyane ve rahatça müzakereye gelmişlerdir. Safra bastırmak için birkaç lokmaya def-i hararet ve biraz da tenşit-i tabayi için birkaç yuduma ihtiyaçları vardır. Yer yer üzerlerine uzanıp yatmaya mahsus firaşlar dahi tertip olunmuşlardır. İşte bu salona kırk elli kadar depute [deputy] girmişler ki ahali-i mahalliyenin bir kısmı da zencilerden oldukları için cemaatin manzara-i umumiyesi daha ziyade bir tuhaflık peyda eylemiştir. Birtakımı arkalarından ceketlerini çıkarıp gömlek ile kalmışlar. Birtakımı kollarını da sıvayıp daha açık saçık hale girmişler. Bunları hep hoş görebilirsiniz değil mi? Çünkü teneffüs odasıdır. Teklifsizce tekellüfsüzce hem istirahat hem müzakere-i maslahat edilecek bir yerdir. Fakat iş öyle değil. Bakınız nasıl:

Bir tarafta üç kişi bir tavr-ı mestane ile kadeh toka ediyorlar. Diğer tarafta iki üç kişi birbirine temin-i muhabbet tavrıyla tiyatrolarda aşık taklidini yapan aktörler gibi göğüslerini gönüllerini gösteriyorlar. Öte tarafta iki kişi ellerinde kadehler olduğu halde sarmaş dolaş bir hale gelmiş. Birkaç tanesi ise artık mest-i lâyakıl derecesini bularak sofranın altına düşmüş veyahut firaşlardan birisi üzerine serilmiş! Boş şişelerden bazıları yerlerde sürünüyorlar. Öyle bir hâl, öyle bir rezalet ki müzakere-i maslahat için toplanmış bir heyet-i istişareden ziyade Apostol’ün meyhanesinde tulumbacıların ıyş ve nuşlarına benziyor. Evet! Kurumlu vakarlı bir adam dahi ağzından çıkan sözleri kolunun elinin parmaklarının hareketiyle teyit ve takviye ederek bir şeyler söylüyor ama yalnız bir iki kişiden maada kimsenin onu dinlediği yok.

(…)