';
254. Sayı / 7. Sayfa

Miladi Tarih: 23 Ocak 1896

Rumi Tarih: 11 Kânunusani 1311

6. Sayfa
2 Yazı
8. Sayfa
1 Yazı
Musahabe-i Fenniye

Kâğıt – kâğıt imalinde terakkiyat – odundan ve samandan kâğıtlar – paçavradan yapılan kâğıttan farkı – gübreden kâğıt – kâğıtçılık ve filler – kâğıttan mendil – Çin ve Japonya’da kâğıdın ehemmiyeti – kâğıttan çamaşır – Almanya ordularında tecrübesi – kâğıt vücudu soğuktan muhafaza eder.

İslamiyet’in en büyüklerinden biri kâğıt üzerinde olmayan her ilmin zayi olacağı düstur-ı hikmetini vaz ederek bütün tetkikat ve malumat-ı beşeriyenin sebt ve kaydı lüzumunu irae eylediği gibi ilim ve marifetin gayet kıymetdar bir mahfazası demek olan kitabın ve bu kitabı teşkil eden evrakın kadir ve kıymetini bilater etmiştir.

Kâğıt bizce mübarektir. Hatta nezd-i İslamiyet’te şimdilerde memba-ı ilim ve marifet görülen Avrupa’nın kâğıdı kâğıdın kadir ve kıymetiyle ve şerefiyle gayrı mütenasip bir surette mesela paket sarmakta istimal etmesini ve olur olmaz murdar yerlere atmasını müstehcen görürüz. Ulemamızdan bazı zevat sokak ortasında ve umumun pamal-ı müsamahası olacak bir yerde atılmış kalmış olan kâğıt pareleri –zerre kadar bir şeyn addetmek üzere değil belki sevap görerek– eğilirler toplarlar, ayak basılmayacak bir kenara koyarlar. Velhasıl sebeb-i hayatımız olan ihsan-ı hüda bulunan akvat-ı yevmiyemizin nişaneleri yani ekmek kırpıntıları bizce nasıl şayeste-i tevkir ise kâğıt parçaları da öylece şayan-ı ihtiramdır kâğıt en mübarek eşyadan maduttur. Kâğıt bildiğimiz beyaz ve mücella ve muntazam surette ezmine-i atikadan beri malum olmayıp terakkiyat-ı medeniye mahsuludur. Pek kadimde Mısır’da neşvünema bulan bir nevi nebatın evrakı kurutularak ve terbiye edilerek bunların üzerine yazı yazılırdı. Bilahare hayvan derileri bunun yerine kaim oldu. Tirşe denilen bu deri kâğıtlar elan bazı hususatta müstemil ve ez-an-cümle büyük mektep diplomaları böyle tirşe üzerine matbu ve muharrerdir.

Bilahere paçavradan kâğıt imali usülü keşf olunup terakkiyat-ı medeniyenin lüzum gösterdiği malzeme-i tecrübe ihtiyaca kâfi bir raddede tasnie başlanıldı. Kâğıdın icadı Çinlilere matuftur. Bugün Çin’de ve Japonya’da kâğıt Avrupa’dan ziyade sarf edilmekte olduğu ve yalnız vasıta-ı tahrir olarak kullanılmayıp sair ihtiyacatta da kâğıttan istifade edildiği malumdur. (…)

Resimlerimiz

“Sefarat-ı Osmaniye”

“Tahran’da Devlet-i Aliye-i Osmaniye Sefarethanesi”

Saltanat-ı seniyye-i Osmaniye’nin düvel-i ecnebiye payitahtlarında kâin sefarethanelerinin ve memurin-i kiramın menazır ve tesavirini birer birer elde ederek pişgâh-ı karin-i kirama vazetmeyi arzu eyledik. Bu arzumuzun icrası tabii olarak süfera-yı kiram huzeratının muavenat-ı mahsusa-i maarifperverilerine vabeste olduğu cihetle bu bapta Servet-i Fünûn lazım gelen müracaatları icra etmişti. Müracaat-ı vakıamız semeresi olmak üzere üç dört meşhur şehirde kâin Osmanlı sefarethaneleriyle memurin-i kiramın resim ve tasviri dest-i iftiharımıza vasıl oldu, derhâl destgâh-ı hakka verdik, bunlardan Tahran’da kâin sefaret-i Osmaniye’nin iki manzarasını işbu nüshamıza derç eyleyerek destres oldukça sahife-i tasvir ve iftihara almak istediğimiz “Sefarat-ı Osmaniye” tesaviri külliyatına mübaşeret etmiş oluyoruz. (…)

“Büyük Kuyruklu Bir Koyun”

Her kaidenin bir istisnası olduğu gibi uzviyet-i hayvaniye de bile teşkilat-ı tabiiye bazen istisnalar göstermekte bulunmuştur. Silsile-i hayvanatta ara sıra cins ve nevinden ve şekl-i tabiiden hariç garibeler tesadüf olunur. Bu nüshamızda resmi münderiç olan koyun bir garibe addolunamasa bile taşıyamayacağı derecede cesim ve ağır olan kuyruğu şayan-ı hayrettir. Anadolu’da ve vüsta-yı Asya’da Karaman ve bu cinse mensup koyunlarda pek büyük kuyruklar nadiren görülmektedir. (…)