';
371. Sayı / 10. Sayfa

Miladi Tarih: 21 Nisan 1898

Rumi Tarih: 9 Nisan 1314

9. Sayfa
2 Yazı
11. Sayfa
2 Yazı
Hikmet-i Bedayie Dair

-2-

Hikmet-i Bedayi, Hüsün

Edebiyatımız hakkında bugün ortaya saçılan bu kadar garip mütalaalar şüphesiz fıkdan-ı malumattan, gılzet-i zevkten neşet ediyor. Filhakika, asar-ı edebiyenin mahiyeti hakkında lisanımızda yazılmış makalat o kadar azdır ki âdeta yok gibidir. Hele nedense bu gibi mübahis bizde mine’l-kadim şayan-ı ehemmiyet görülmemiştir. Lisan-ı Arap’ta buna dair kitaplar bulunmak gerektir; Araplar, Yunan-ı kadimin tekmil asar-ı ilmiye ve hikemiyesini ahz ve iltikat ettikleri cihetle felsefenin bir şubesi olan ilm-i hüsn ile de iştigal etmiş olmaları lazım gelir. Mamafih Arapça bilmek iddiasında bulunanlar, hazain-i Arabiye dururken garba müracaatı manasız bulanlar şimdiye kadar ne o yolda bir kitabı tercüme edip ortaya koydukları ne makale suretinde gazetelerde neşrettikleri cihetle bu husustaki malumatımızda kitaplarımız gibi mefkuttur. Bunun içindir ki Arapçadan tercümeleri nakıs olmakla beraber ne kadar olsa yine bir zevk-i edebî vücuda gelmesine hizmet edebilecek olan bu bahislerin büsbütün fıkdanı şayan-ı teessüf bir noksan vücuda getiriyor. Bu noksan zevki mazur görmekle beraber ıslahına çalışmak da elzemdir. Çünkü tesirat-ı bedayi ahz ve telakkiye hilkaten pek müsait olan tabayi bile kavaid ve şerait-i esasiye-i sanattan gafil olunca semere-i istidadını idrak edemez. Bu şerait ve kavaid-i sanatı ise bize hikmet-i bedayi = Esthétique öğretir.

(…)

Alelumum hikmet-i bedayi mesailini baş büyük mebhasa ayırıyorlar: his ve fikr-i hüsn, tabiatta hüsün, sanatta hüsün, tabiat-ı sanat, gaye-i sanat. Bunların anlaşılabilmesi için evvel emirde “hüsün” kelimesiyle ne kastedildiği güzelce tayin ve tahdit edilmelidir. Kurun-ı kadimeden zamanımıza gelinceye kadar yetişen meşahir-i hükemanın hüsün hakkında ayrı fikir ve meslekleri vardır. Eflatun [Platon], Aristo [Aristoteles], Plotin [Plotinos], Sent Agustin [St. Augustine], Hoçison [Francis Hutcheson], P. Andre [Yves Marie André/Le Père André], Bomağarten [Alexander Gottlieb Baumgarten], Rid [Thomas Reid], Kant [Immanuel Kant], Şellenig [Friedrich Wilhelm Joseph Schelling], Ejel [Georg Wilhelm Friedrich Hegel], cümlesi kendilerine mahsus birer fikir ve meslek ihdas etmişlerdir. Bunların haricinde de hüsn için birçok tarifat dermeyan edilmiştir ki hepsi toplanacak olsa içinden çıkmak kabil olamaz.

(…)

-1 Nisan 1314-

Tekâmül-i Tenkit

-2-

On Yedinci Asır

Dekart [René Descartes] , Boalö [Nicolas Boileau]- Kartezyanizm, Klasisizm

-Mabad-

Kartezyanizm intibah-ı maarif devrinin tevlit ettiği harekât-ı edebiye ve fikriyeyi tenvir eder, bu hareketi idare eden fikr-i cedidi mücerret bir surette gösterir. Esası mecmuayet-i eşyayı fennî olarak bir tasavvurdan ibaret olup bunda hakikatin hakim-i mutlağı akıldır. Dekart bu akli efkârın teselsülat-ı mantıkiyesiyle revabıt-ı hakayıkı ispat etmeye memur eder. Bedahete vusul için kendisi “rasyonel” bir usul tutmuş, başka usulleri reddetmiştir. İtikadınca bu usul ile her hakikatin bir gün ele geçmesi memuldür.

(…)