';
334. Sayı / 8. Sayfa

Miladi Tarih: 5 Ağustos 1897

Rumi Tarih: 24 Temmuz 1313

7. Sayfa
2 Yazı
9. Sayfa
3 Yazı
Musahabe-i Edebiye

-29-

Artık herkes teslim ediyor: Sair sanayi-i nefise gibi edebiyatın da vasıta-i muvaffakiyeti hüsn-i tebliğdir. Asar-ı edebiyenin bu nokta-i nazarla şerait-i esasiyesi ne olmak lazım gelir? Bunu düşünelim:

Evvela münşi veya şairin tebliğ etmek istediği mevzuun -fikrî, hissî, hayalî her ne ise- kendi nazarında elvanıyla, eşkâliyle, hududuyla malum ve muayyen olması şart-ı mutlaktır. Gayr-ı muayyen bir fikir, muğlak bir his, müşevveş bir hayal yalnız okuyanların değil yazanın da zihninde bir eser-i intiba bırakamaz. Bu türlü eserler hayattan bir nefes bile nasibi olmayan birer cenin-i sakıttır.

(…)

Yanya Tarikinde Kaşte Karakolhanesi (Üstte)
Yanya’nın İskelesi Olan Ayasaranda’nın Manzarası (Altta)
Musahabe-i Fenniye

Hava-yı nesimî – Havanın saffeti – Havanın tozu ve toprağı – Deniz havası – Saf hava hiçbir yerde yoktur – İdare-i beden – Mekûlat mahrukatten ibarettir – Mümarese-i bedeniye ve fiil-i tagaddi – Mümaresenin bir kaide-i sıhhiyeye ittibaı – Velosipetçiler ve hıfz-ı sıhhat – Bir taşla iki kuş vurmak.

Küre-i arzı muhit olan tabaka-i havaiye içinde hayvanat idame-i hayat eder. Nebatat neşvünema bulur. Havasız yerde hayat mümkün değildir. Bunu da herkes bilir.

Sebeb-i hayatımız olan havanın mahiyetini ve hassasını da bilmek isteriz. Hayat havanın vücuduna müftekir olduğu gibi sıhhat ve afiyet de bir dereceye kadar havanın saffetiyle kaimdir. Havası fasit yerlerde ikamet edenlerde avarız-ı bedeniye görülür. Muvakkaten havası kirlenmiş ve mevadd-ı muzıra ile işba edilmiş bir mahalde uzunca müddet oturanların, yatıp kalkanların afiyeti muhtel olduğu da çok defa müşahede olunmuştur. Batak yerlerde ikamet edenler bir türlü arızat-ı bedeniyeden kurtulamazlar. Kapalı bir küçücük odada beş altı kişi yatıp kalkarsa bunlarda sıhhat-ı tam da bulunamaz. Binaenaleyh hava hayat için ne kadar elzem ise saffetine dikkat etmek de sıhhat için o derece elzemdir.

(…)