';
528. Sayı / 13. Sayfa

Miladi Tarih: 25 Nisan 1901

Rumi Tarih: 12 Nisan 1317

12. Sayfa
3 Yazı
14. Sayfa
2 Yazı
Resimlerimiz

“Avrupa’nın Meşhur Şehirleri”

 İstokholm [Stockholm]

İstokholm şehri İsveç kraliyetinin makarr-ı idaresidir. 1260 tarihinde kral “Berjer Jarel [Birger Jarl]” tarafından tesis edilmiştir. Bidayet-i emirde küçük bir ada üzerinde idi. Sonra büyüyerek elyevm Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri haline geldi. İsveç’in maarif ve sanayi hususundaki terakkiyatı bittabi makarr-ı idaresinde de nümayandır. İstokholm’de bir İsveç akademisi ile ayrıca ulum ve fünun ve sanayi-i nefise encümen-i danişleri, tıp ve askeri mektepleri, resim, heykeltıraşlık, tarih-i tabii müzeleri, edebi, ilmi cemiyat mevcuttur. Demir, çelik, cam fabrikaları, demir asfiyehaneleri, pamuk, ipek, çuha, yün fabrikaları, debbağhaneler, inşaat-ı bahriye tezgâhları dahi calib-i ehemmiyettir.

(…)

 

Avrupa Postası

Yirminci Asrın Vazifesi. – Lakırdı lakırdıyı açar dedikleri gibi bir moda da başka bir modaya menba-ı zuhur oluyor. Bir aralık Avrupa gazeteciliğinde “mülakat ve istimzaç” modası zuhur etmişti. Şimdi bu, artık eski bir itiyat hükmüne geçti. Meşahirden – rical-i siyasiyeden sanatkârlara, aktrislere varıncaya kadar – meşahirden kâffesine gazete muharrirlerinden biri icabî takdirinde müracaat ederek  ya kendisine müteallik bir mesele hakkında ya o sırada karilerin merak ile, lezzet ile okuyacakları bir maddeye dair fikrini sorar, netice-i mülakatı gazetesine yazar. Avrupa gazetelerinde her zaman böyle makalelere tesadüf olunur. Şimdi Avrupa gazeteciliği bu mülakat ve istimzaçlarla kanaat edemez oldu. Yavaş yavaş bir tahkikat, isticvap modası tevellüt ediyor. Mülakat ve istimzaç usulünde herkesten alışık bulundukları, iştirak istedikleri, müdahale eyledikleri bir şey hakkında fikirlerini sorarlar. Bu suallere cevap vermek mecburi değildir. Hatta bazı zevat böyle muziç boşboğaz gazetecileri yanlarına bile kabul etmemekle kesb-i iştihar etmişlerdir. Filhakika meşhur bir adam bunların hepsine yüz verecek olsa işini gücünü bırakıp okunacak bir mevzu avlamak için uğraşan sermayesiz gazete muhbir ve muharrirlerine zemin ihzar etmekle meşgul olmak lazım gelecek. Mamafih canı cevap vermek isterse söyleyecek bir lakırdı bulmakta duçar-ı müşkülat olmaz. Çünkü kendisine sorulan sualler ya cereyan eden bir vakaya, ya ihtisası bulunduğu bir işe dairdir.

(…)