Gerdune manasına “araba” kelimesi hakkında icra ettiğim taharriyat ve tahkikat ile bazı mütalaatı havi olarak Servet-i Fünun’a derc olunan makaleyi yazdığım sırada Ferheng Lügatname-i Farsî‘sine de müracaat etmek hatır-güzar oldu ise de kapakları muhtac-ı tecdid bazı kitaplarımla beraber Ferheng ciltleri de mücellide verilmiş bulunduğundan oraya bakamamış ve Burhan’da kaydı bulunmayan bir kelimenin Ferheng’te mukayyet olacağını doğrusu pek de ümit etmemiştim. Ciltler geldikten sonra ikmal-i tahkikat etmiş olmak için müracaat ettim. Biraz garip olarak Burhan’da bulunmayan “gerdune” lügati Ferheng’te mevcut olduğu gibi bunun tefsirinde “araba [elif ile]” resm-i imlasına müteallik de bir fıkra-i mahsusa münderiç imiş. (…)
Netice:
Şimdi demek oldu ki lehçe-i atikanın yazdığı gibi değil Ferheng’in imla ettiği gibi “araba [elif ile]” çağatayilasıl bir lügattir. Ama her neden dolayı ise minelkadim imlası tağyir ve “araba [ayn ile]” takarrür etmiştir. Mademki aslı Çağatayca ve Türkçe lügatlerimizden birçoğunun imla-yı sahihlerini muhafaza edememişizdir. Ve mademki “araba [elif ile]” şekl-i imlası bugünkü ekseriyet-i mühimme nazarında gariptir. Evla ve efdal olan bunu yine “araba [ayn ile]” suretinde yazmaktır. Hakikat-i halde Osmanlıca’nın müfredatından olan bu makule lügati tağripten ise mümkün oldukça tarip daha iyi değil midir?
Bir kelime-i adiyenin hakikatine kesb-i yakin etmiş oldum. Şimdi pekiyi anladım ki şayan-ı itibar ve emniyet olacak surette muhakemeli, etraflı, müdellel ve mükemmel bir lügat kitabı tertip etmek gerçekten esabüssaab imiş.