';
550. Sayı / 6. Sayfa

Miladi Tarih: 26 Eylül 1901

Rumi Tarih: 13 Eylül 1317

5. Sayfa
3 Yazı
7. Sayfa
1 Yazı
Kitabet ve Edebiyat Dersleri

Bizde kitabet ve edebiyat umumiyetle kavaidi takip eder. Denilir ki kavait esastır, temelsiz bina olmaz; talebe kavaid-i lisanına vukuf ve ihata sahibi olmazsa lisanen ve kalemen hüsn-i ifade kudretini kesb edemez. Fakat ilk makalede mufassalan şerh ve ispat edildiği gibi adi kavaid-i nahv ve belagatin bile, müracaat edilecek bir mecmua, bir hülasa şeklinde mevcut bulunması müfit ve lazım olmakla beraber hüsn-i ifade maksadına vusul için talebeye rehberlik edebilmek cihetiyle hiçbir kıymeti yoktur; bu hakikati bize, senelerden beri teselsül edip gelen müşahede ve tecrübeler, birer bürhan-ı halli gibi katiyen isbat edip duruyor. Talebeye hüsn-i ifade babında iktidar ve meleke kazandırmak için kavaidi tekmil etmelerini beklemeksizin hemen bilfiil ifade yoluna sevk etmelidir. Filhakika ilk lisan derslerinde irae ve izah edilen her yeni hakikati ve her yeni keyfiyeti temsil etmek için talebenin kendilerine kısa kısa cümleler tertip ettirilmek lazımdır ki tedricen daha uzun ve daha mürekkep olabilir. Herhalde bir cümle tertip etmek de bir müsvedde kaleme almak demek olacağından kendi kendimize büyük göstermek istediğimiz müsveddeye ilk derste iptida etmelidir.

(…)

Zekâya Dair

Umumi Fikirler ve Müteaddit Dereceli Taviz 

1

Bazı şeyler vardır ki tecrübe ve ihtisasları bizim için gayr-ı mümkündür; hâlbuki bizde bir saik-i mefruk ile fikir namını verdiğimiz ismi uyandıran şey tecrübe ve ihtisas olduğundan bu şeyler hakkında asla bir fikrimiz olamayacağı zannolunur. Mahaza bizim o şeyler hakkında gayet mazbut ve gayet sarih bir fikrimiz vardır. Şu sebepten ki tesmiyeyi husule getiren ameliyat mürekkepleşiyor ve bizi beklenilmeyen muvaffakiyetlere bilvasıta sevk ediyor. Burada, sabık makalelerde mütalaa ettiğimiz mekanizmanın aynı işliyorsa da artık vazifesini basit bir taviz ile değil bir silsile-i tavizat ile ifa ediyor.

İlk hatırımıza gelecek bir adedi, bilfarz 36 adedini mülahaza edelim. Ben bu işareti okuduğum zaman manasını pekâlâ anlıyorum, yani ivazı olduğu şeyi sarih olarak tahayyül ediyorum: 36, bir mucib-i tarif 35 zaid 1’dir. Tabir-i ahirle 36 ile gösterilen zümre-i eşya 35 ile gösterilen zümre-i eşyanın vahid-i mecmuına müsavidir. O hâlde (36) cami bir haddir ki diğer iki haddin birini tutuyor. Lakin 35 bir mucib-i tarif 34 zaid 1’dir; aynı vech ile 34 de 33 zaid 1’dir ve ilh.. O halde 36 son tahlilde otuz altı haddin yerini tutan bir hadd-i ihtisaridir. Bu ameliyatı daha iyi anlamak için menşeine doğru çıkalım.

(…)